Çalışma hayatında yüzeysellikten hoşlanmayan kişiler, aslında çevremizde çok sık bir şekilde rastladığımız bireylerdir. “Deep thinker” olarak adlandırılan ve Türkçe olarak “derin düşünen kişi” anlamını kazanan bu kişiler, bilinçli düşünme yeteneklerini en üst düzeyde kullanabilmektedir. Fakat yaşadığımız toplum, yüzeysellikten hoşlanmayan kişiler için oldukça zorlayıcıdır.
Yüzeyselliği sevmeyen kişilerin sıklıkla yaşadığı duygu değişimleri mevcuttur. Bu kişiler derin düşünme sebebiyle zaman zaman sebepsiz yere üzülebilmektedir. Söylenen bir kelimeyi A’dan Z’ye düşünerek, iyi de olsa kötü bir hale gelmesi, onlar için oldukça üzücüdür. Bu tip dönemlerde kendilerini ve yaşamlarını sorgulamaya başlarlar.
Bir diğer duygu değişimi “farklılık hissi” sebebiyle oluşur. Yüzeysellikten hoşlanmayan bireyler, kendilerini toplum içerisindeki diğer bireylerden farklı görür. Bu nedenle insanlarla anlaşmakta ve konuşmakta oldukça zorlanırlar. Kendilerinin seviyesinde bir insan olmadığını düşünürler. İnsanların cehaletlerini duymamak için hiç kimseyle konuşmak istemezler. Dolayısıyla toplumda “uyumsuz” olarak sıfatlandırılırlar.
Herhangi bir zamanda herhangi bir düşünceye kapılıp gidebilirler. Bu durumda hayali bir dünyaya geçiş yaparlar. Hayaller kurarken bedensel olarak yanınızda olsalar da ruhen orada değillerdir. Bu nedenle birçok kişi onların iyi bir dinleyici olmadığını düşür. Oysa bir yandan sizi dinlerler. Sadece kendi düşüncelerine empoze olurlar.
Sürekli olarak bir düşünme arzusu içerisinde olurlar. Düşündükçe düşünürler. Eylemlerini ya da günlük rutinlerini gerçekleştirirken bile düşünmeye devam ederler. Bazı kişiler olumlu yönlerine bazı kişiler olumsuz yönlerine odaklanır. Genellikle derin düşünme sırasında bireylerde olumsuz yönlere odaklanma ve kusurlarını bulma eğilimi bulunmaktadır. Sonucunda da bireyin motivasyonunun düştüğü gözlemlenmiştir.
Yüzeyselliği sevmeyen kişiler çevrelerindeki insanlar tarafından sürekli olarak yanlış anlaşılırlar. Kendilerini doğru ifade etmekte zorlanırlar. Bunun sebebi sizin onu anlayabileceğinizi düşünmemesidir. Bu yüzden içe dönük oldukları söylenebilmektedir. Eğer yüzeysellikten hoşlanmayan biriyle paylaşım alanınız varsa konuşma başlangıcını sizin yapmanız gerekir.
Derin düşünmek, ayrıntıların farkına varmak demektir. Ayrıntıların farkına varmak birbirinden farklı çözüm yolları bulmaya sebep olur. Bu durumda da kararsızlıklar ortaya çıkar. Derin düşünmeye yatkın olan bireyler, çalışma hayatlarında ya da özel yaşamlarında bir eylemi gerçekleştirirken problem yaşarlar. Fikirlerini gerçekleştirmekte de zorlanırlar. Planlarını yapmakta ve uzun vadeli planlar oluşturmakta da başarısız olabilir. Tüm bunların sebebi ayrıntıları düşünmeleri ve ayrıntılara odaklanmalarıdır. Fakat bu durumun tam tersi de söz konusu olabilmektedir.
Çalışma hayatında stressiz bir gün geçirmek oldukça zordur. Dünya sürekli değişim halindedir. Değişimlere ayak uydurmaya çalışmakta stres yaratır. Özellikle iş dünyasının gelişime ve yeniliğe açık olmasından ötürü gün içerisinde sinir ve stres yaşanabilmektedir. Birçok kişi bu durumu adaletsizlik olarak görmektedir. Yüzeyselliği sevmeyen insanlar, adaletsizlikten hoşlanmaz. Onlara göre herkes eşit olmalıdır. Eşit olunmadığı takdirde yapabileceklerinin kısıtlı olduğunu düşünür ve içe dönük bir hayat yaşarlar. Bu durum, çalışma hayatında motivasyonlarını ve verimliliklerini düşürür.