Bankalar, ekonomi ve iş dünyasından etkilenen ilk sektör olmasından ötürü, zorluklar yaşayabilmektedir. Piyasa ve ekonomi durumuna göre, bankalar ve bankacılar yaşanan değişimlere ayak uydurmak zorundadır. Uyum sağlayamayan bankalar iflas edebilmektedir.
Bankaların ekonomi ve iş dünyasından etkilenmesi haricinde, bir bankanın banka olmasını sağlayan temel yapı taşı da çalışanlarıdır. Çalışanlar ekonomi ve finans dünyası hakkında ne kadar çok bilgili ve güncel olursa, bir banka o kadar çok yaşam süresini devam ettirebilmektedir. Bu durumda bankaları en çok zorlayan konular hakkında bilinçli olmak gerekir.
Günümüzde Bankaların Yaşadığı Zorluklar
Bankalar, karlılık elde etmek konusunda en kolay sektör olarak görünmektedir. Fakat bu bilgi oldukça yanlıştır. Günümüzde bankalar, bilanço karlılığı elde etmek ve bunu korumak konusunda zorlanmaktadır. Bilanço karlılığı elde edemeyen bankalar, büyüyememektedir. 2014 yılından itibaren bankacılık sektörü içerisinde bu yönde zorluklar başlamıştır ve son iki yılda bu durum daha da zorlayıcı olmuştur. Geçen yıl, Türkiye’de yer alan tüm bankalar karlılık açısından en düşük seviyeyi görmüştür.
Bankalar tarafından verilen en yoğun hizmet kredidir. Bankalardaki müşterilerin yaklaşık olarak yüzde 85’i, banka içerisinden ya da başka bankalardan kredi kullanmaktadır. Türkiye’de ortalama bir vatandaşın en az iki adet kredi kullanımı söz konusudur. Krediden sonra ise kredi kartı ve kullanımı hizmeti gelmektedir. Her üç vatandaştan ikisi kredi kartı kullanmaktadır. Fakat bu alanlarda getirilen ücret ve komisyonlara yönelik düzenlemeler, bankaların kredi büyüme oranlarını zorlamaktadır. Bankalar yapılan düzenlemeler sonucunda gelir elde etmekte sıkıntı yaşamaktadır.
Tüketicilerin büyük bir çoğunluğu bireysel kredi ve kredi kartı kullanmaktadır. Fakat açıklanan rakamlara göre bankalar, bu alanda sınırlı bir büyüme elde etti. Türkiye’de kredi vadelerinin sınırlı olması hem tüketicileri hem de bankaları zorlayan bir diğer konudur. Tüketici kredilerinde görülen 36 aylık vade problemi, iç talebin kontrol edilmesini zorlaştırmaktadır.
Kredi kartlarının ödeme oranlarındaki yüzdeler de bankalar tarafından problem yaratan bir diğer durumdur. Türkiye’deki bankalara minimum ödeme oranı yüzde 30 olmaktadır. Fakat dünya çapındaki minimum geri ödeme oranı yüzde 10 ve altında gerçekleşmektedir. Bu durum, iç talebin kontrol altından çıkmasına sebep olmaktadır. İç talep, desteklenememekte dolayısıyla tüketiciler bankaları tercih etmekten vazgeçmektedir.
Bankaların Çalışanlar Açısından Yaşadığı Zorluklar
İnsanların ve toplumun bilinçlenmesi, artan nüfus, bankalar açısından bir zorluktur. İnsan yetkilileri, işe alım süreçlerinde artık daha zor sorular sormak zorunda kalmakta ve bankalar iş ilanı verirken aradıkları niteliklerde daha çok unsur belirtmektedir. Bunun sebebi eğitimsiz insanın kalmaması, nitelikli aday sayısının artmasıdır.
Bankalar daima en iyi çalışanların bünyelerinde yer almasını ister. Bu doğrultuda da müşterilerle doğrudan iletişim kurabilen, müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir hizmet anlayışı benimseyen ve satış odaklı olan kişiler tercih edilmek istenir. Günümüzde satış yapmanın zorlaşması, insanların bilinçsiz bir şekilde kredi kullanması ve bankalardaki profilinin kötü olması, sektörü derinden etkilemektedir.