İş hayatının yeni bir parçası haline gelen X ve Y kuşağı, yöneticilerin kafasını karıştırırken aynı zamanda iş dünyasının en önemli parçalarından biri haline gelmeye başladı. İstihdam edilen bölümün neredeyse yarısından fazlasını oluşturan yeni jenerasyon, iyi eğitim alması ve kendi alanında uzmanlaşması sebebiyle, iş hayatından daha fazla beklenti içerisine giriyor.
Şirketlerin yetenek stratejilerine göre yeni kuşağı değerlendirmesi, beklentilere göre şekillenen bir jenerasyonun ortaya çıkmasına da sebep oluyor. Maksimum fayda alınabilmesi ve verimin yüksek tutulabilmesi için şirket yöneticilerinin jenerasyonun beklentilerine uyum sağlaması, istek ve beklentilere yönelik bir çalışma ortamının sunulması gerekiyor.
Yeni nesil bakış açısı olarak “yaşamak için çalış” mottosunu kendine hedef belirliyor. Eskiden bu durum, “çalışırsan yaşarsın” şeklindeydi. Fakat günümüzde “yaşayabilmek için çalışmak” gerekiyor. Bu durumda da yeni neslin iş hayatından beklentisi artıyor. Öncelikli olarak X ve Y kuşağı esnek bir çalışma ortamı ile çalışma saatleri istiyor. Hem iş hem de özel hayatlarına zaman ayırmak isteyen kuşak, iş ve özel yaşam dengesi için esnek çalışmayı şart koyuyor.
İş hayatının ne yazık ki en yargılayıcı noktasının dış görünüş olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Yeni nesil, bu durumu ortadan kaldırarak değişik saç stil ve renklerinde, sakallı olarak çalışmak istiyor. Müşterilerin dış görünüme değil, verilen ürün ve kaliteli hizmete yoğunlaşması gerektiğini savunuyor. Önemli olanın kıyafet değil, yapılan iş olduğunu düşünüyor.
Çalışma ortamının da konforlu olması gerekiyor. Günün büyük bir zaman diliminin ofis içerisinde geçtiğini söyleyen yeni nesil, konforlu bir çalışma ortamının verimliliği ve performansı arttırdığını düşünüyor. Aynı zamanda sosyalleşme alanlarının da ofis içerisinde bulunması gerekiyor. Yurt dışı çalışma ortamlarında “happy hour” olarak adlandırılan bu bölüm, ofis çalışanlarının birbirine olan bağlılığını arttırıyor ve kurum içi iletişimin güçlenmesini sağlıyor.
Pek çok işveren “deneyimli” elemanların istihdam edilmesi gerektiğini düşünüyor. Fakat bu günümüzde neredeyse tarihe karışmış bir istek olarak yer alıyor. Çünkü pek çok şirket ve işveren yeni mezunların istihdam edilerek bünyenin genç ve dinamik bir yapıdan oluşmasını önemsiyor. Potansiyel yüksek olursa, yeni neslin de önü açılabilir. Deneyim kazanmak yerine eğitim vermek gerekiyor.
Çalışanlar arasında işlerin doğru bir şekilde paylaştırılması, doğru kişilere doğru iş görevlendirilmelerinin verilebilmesi için iletişimin sağlıklı olması da gerekiyor. Kurum içerisindeki iletişim açık ve direkt olunması, kısa ve net görevlendirmeler yapılması X ve Y kuşağı personel jenerasyonu açısından önemli bir konu haline geliyor.
Çalışanların büyük bir çoğunluğu kurum içi hizmetlerden faydalanmak istiyor. İş yerlerinde kendilerini geliştirecek aktivitelerde bulunmak istiyor. Bu nedenle işletmelerin çalışanlarına yönelik eğitim hizmetini ücretsiz olarak sunması bekleniyor. Kariyer gelişimi açısından eğitimin önemli olduğu düşünülüyor. Bu eğitimler kurum tarafından verilmediği takdirde, yeni nesil o kurum ya da işletmede çalışmak istemiyor.