Başarılı bir ekip kurmak ve takım çalışması oluşturmak, işe alım personellerinin yani İnsan Kaynakları yetkililerinin görevidir. İş görüşmeleri adaylar açısından ne kadar zorsa, doğru personeli bulmak, doğru personelleri bir araya getirmek, şirkete değer ve katkı sağlayacak takımı oluşturmak İK yetkilileri açısından daha zordur.
Üretkenlik, verimlilik, performans, başarı ve şirket değeri söz konusu olduğunda İnsan Kaynakları yetkililerine daha fazla sorumluluk düşmektedir. Birbirini motive eden, birbirine saygı duyan ve değer veren, birbirlerinin eksiklerini kapatan ve gerektiğinde takdir eden insanların aynı ortam içerisinde yer almasını sağlamak ve herkese en uygun görevlendirmeyi ve sorumluluğu yüklemek onların görevidir. Bu nedenle daha fazla sorumluluğa sahip olurlar.
Özgür Ruhlu ama Bağlılık Hisseden Personeller
İnsan Kaynaklarının işe alım sürecinde dikkat ettiği ve onları en çok zorlayan noktalardan biri, personellerin kendi özgürlük alanlarının bulunup bulunmadığına bakmak ve bu personellerin özgür ruhlarına rağmen çalışacakları pozisyona ve şirkete karşılık bir “bağlılık” duygusu hissedip hissetmeyeceklerini görmektir.
En başarılı personeller bile kimi zaman bulundukları şirkete, takım arkadaşlarına ya da kendilerine ihanet edebilmektedir. Dolayısıyla, en iyi takım oyuncularını bulmak adına daha işe almadan “aidiyet” duygusunu hissedebilmeleri gerekir. Bu da üstün bir sosyal beceriye, empati yeteneğine ve etkili iletişim becerisine sahip olmayı gerektirir.
Adayların işe alım unsurları dışında test edilmesini sağlamak da onların görevidir. Dolayısıyla ilginç sorular yaratmak, sorulan sorularla kişilik envanterlerini çıkartmak oldukça zordur. Üstelik bu durum şirket büyüdükçe daha zor bir hale gelir. Şirketin faaliyet göstermeye başladığı ilk günden günümüze kadar ki olan süreçte şirket kültürünü oluşturmak için gerekli çabayı göstermeleri de şarttır. Çünkü şirket büyüdükçe personellerin kontrollerini gerçekleştirmek daha zor bir hale gelir. Bu süreçte farklı kişiliklere sahip olan insanları aynı kültürde ve şirket vizyon, misyon ve değerlerinde yürütmek gerekmektedir. Bu da İK yetkilileri açısından doğru karakterdeki insanları tercih ederek işe alım yapmaktan geçmektedir.
Bir Arada Tutmak
Bir diğer zorluk ise ekibi bir araya getirmekten çok bir arada tutmaktır. Şirket içerisinde daima başarı olacak diye bir durum söz konusu değildir. Başarısızlık halinde bile ayakta duracak kişileri ekibe almayı tercih etmeleri gerekir. Bu nedenle işe alım söz konusu olduğunda personellere yönelik olarak “Yaşadığınız en zorluk neydi? Bu durumun üstesinden nasıl geldiniz?” ve benzeri gibi mülakat soruları sormayı tercih ederler.
Şirketin daima ortaya mükemmel bir ürün ya da hizmet sunmasının söz konusu olmaması nedeniyle motivasyonu yüksek ve pozitif düşünceye sahip olan kişileri ön plana almak isterler. Bu nedenle motivasyon ve analitik düşünce bazlı mülakat soruları da sorarlar. Belli bir noktada toparlanması zor olacak, ekibe de bu motivasyon düşüklüğünü yansıtacak kişileri işe almaları, hem şirketin maddi ve manevi zarara uğramasına hem de kendi itibarlarını düşürmelerine yol açacaktır.