Ekonomi bilimi yani iktisat, sınırlı kaynaklarla insanların sınırsız ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağını inceleyen bir bilim dalıdır. Çok yönlü bir bilim olan ekonominin sosyoloji, hukuk gibi pek çok farklı bilim dalıyla yakından ilişkisi vardır. Bu nedenle ekonomiye konu olan kavramların etki alanı oldukça geniştir. Etki alanı bu denli geniş olan söz konusu bilim dalının ortaya çıkışı da oldukça eski zamanlara dayanmaktadır. İnsanlar arasındaki basit takas işlemlerinden ticari faaliyetler doğmuş, üretim ve tüketimin artmasıyla ticari işlemlerin günlük hayattaki önemi de artmıştır. Bu noktada ortaya çıkan para, ekonomi biliminin en önemli varlıklarından biri haline gelmiştir.
Para, insan hayatında yüzyıllardır varlığını sürdüren ve globalleşen bir ödeme aracıdır. Öyle ki günümüzde çoğu toplumun kendine ait bir para birimi vardır. Ülkelerin kendilerine ait para biriminin olması gibi, kendilerine özel ekonomik politikaları da vardır. Söz konusu ekonomik politikalar, ülkenin yapısını oluşturan pek çok etkene göre şekillenmektedir. Bir ülkenin uyguladığı bütün ekonomik politikalar ülkenin kalkınmasını ve ekonomik büyümenin artmasını amaçlamaktadır. Söz konusu ekonomik politikalardan biri de ülkenin uyguladığı para politikası olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde para politikası, her ülke için farklılık gösteren bir stratejiler bütünü olarak görülmektedir. Öyle ki her ülkenin düzeni ve ekonomisi birbirinden farklıdır. Bunun sebebi ekonomiyi etkileyen sosyolojik, kültürel, coğrafi ve siyasi pek çok etkenin bulunmasıdır. Bu etkenlerden her biri her ülke için farklı reaksiyonlara sebep olmaktadır. Bu nedenle ülkelerde uygulanacak para politikaları da farklılaşmaktadır. Söz konusu temel düşünce etrafında şekillenen para politikaları, uygulandığı ülkeye göre incelenmelidir. Ancak bütün para politikalarının ortak özelliği ise ülke ekonomisinin kalkınmasını ve ulusal paranın değer kazanmasını sağlamaktır.
Para politikası; ülkede fiyat istikrarını, ekonomik büyümeyi ve istihdam artışını sağlama amacıyla paranın elde edilebilirliğine ve maliyetine etki edecek alınan kararlardan oluşmaktadır. Özellikle ekonomideki paranın miktarını ve faizleri belirlemek para politikasının temel amaçlarından biri olarak görülmektedir. Döviz ve finansal piyasalarda istikrar sağlamak, faiz oranlarında istikrarlı bir tutum sergilemek Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının hedeflerindendir. Para politikasını uygulayan kuruluş ise her ülkede Merkez Bankası’dır. Özerk bir yapıya sahip olan Merkez Bankası çeşitli araçlar vasıtasıyla piyasadaki paranın miktarını etkileyerek para arzının istikrarını sağlamaktadır. Bu işlem için uygulanan bütün kararlar para politikası kapsamında değerlendirilmektedir. Para politikası, daraltıcı ve genişletici olmak üzere iki tipte uygulanmaktadır. Özellikle enflasyonun sorun yarattığı durumlarda uygulanan daraltıcı para politikası ile piyasadaki para miktarı azaltılmaktadır. Bunun tam tersi olarak piyasadaki para miktarının arttırılması içinse genişletici para politikası uygulanmaktadır. Her iki para politikasında da amaç ülke ekonomisinin neye ihtiyacı varsa onu sağlamaktır.
Ülke ekonomisine yön veren para politikası, gördüğünüz gibi iktisadi bir kavram olarak oldukça geniş kapsamlıdır. Bu nedenle bir ülkede uygulanan para politikasını anlamak için öncelikle ülkenin siyasi durumuna, coğrafi özelliklerine, kültürel yapısına hakim olmalısınız. Ülkenin iktisadi geçmişini inceleyerek bir analiz yapmalı ve bu doğrultuda para politikalarını incelemelisiniz. Zira para politikası, ülkenin ekonomik durumuna dair pek çok şeyi anlatmaktadır. İstihdamı arttırmaya yönelik stratejiler mi uygulanıyor? O zaman ülkede işsizlik ekonomik bir problemdir. Ulusal paranın döviz karşısında değerini arttırmaya yönelik hamleler mi yapılıyor? O zaman ülkeden para çıkışı vardır ve ekonomi durağanlaşmıştır. Bunlar gibi pek çok ekonomik problemi ortadan kaldırmak adına Merkez Bankası uyguladığı para politikasıyla ülke ekonomisine yön vermektedir. Bütün finansal faaliyetlere doğrudan etki eden para politikalarını daha iyi anlamak için biraz daha detaylı inceleyeceğiz.
Para Politikası Araçları
Her ülkenin siyasi, coğrafi ve ekonomik yapısı farklıdır. Ülkenin yapısını etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Söz konusu faktörlerin hepsi bir bütün olarak incelendiğinde ülke ekonomisine yön veren temel faaliyetlerin analizi daha kolay yapılmaktadır. Eğer bir ülkenin ekonomisine dair fikir edinmek istiyorsanız o ülkenin Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikalarını incelemelisiniz.
Para politikası, Merkez Bankası’nın uyguladığı ekonomik kararlardır. Bu kararlar, ülkenin ekonomik büyümesini ve fiyat istikrarını, istihdamı sağlamayı amaçlamaktadır. Bunun için öncelikle o ülkede ortaya çıkan ekonomik problemler analiz edilmelidir. Ülkede işsizlik mi var? Enflasyon mu yüksek? Dövizin değeri mi artıyor? Ekonomik problemler pek çok etkene göre ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle öncelikle problemlerin temeline inmek gerekmektedir. Merkez Bankası, bu problemleri ortadan kaldırmaya yönelik ekonomik stratejiler geliştirmektedir. Söz konusu stratejilerin hepsi para politikası adı altında uygulanmaktadır.
Para politikası kapsamında alınan kararların uygulanması için çeşitli finansal araçlar kullanılmaktadır. Bu araçlar, piyasadaki para arzını değiştirmeye yönelik olarak farklı şekillerde kullanılmaktadır. Söz konusu para politikası araçlarından biri açık piyasa işlemleridir. Açık piyasa işlemleri, Merkez Bankası’nı devlet tahvili alıp satarak bankaların likiditesini arttırmaya yönelik kullandığı bir araçtır. Bankaların likiditesinin artmasıyla piyasadaki yatırımlar ve harcamalar da artacağı için piyasaya geçici olarak likidite verilmekte ve aynı şekilde piyasadan likidite çekilmektedir. Açık piyasa işlemlerinin etkisinin geçici olması amaçlanmaktadır bu nedenle bu işlemlerin vadesi 91 gündür. Depo, repo, ters repo, doğrudan alım, doğrudan satım, likidite senedi ihracı, Türk lirası depo alım ihalesi açık piyasa işlemlerine örnek olarak gösterilmektedir. Likidite fazlası varsa ters repo ve doğrudan satım, likidite açığı varsa doğrudan alım ve repo uygulanmaktadır. Açık piyasa işlemleri, en sık kullanılan para politikası aracıdır.
Bir diğer para politikası aracı ise faiz oranlarıdır. Merkez Bankası, faiz oranlarını kullanarak piyasadaki likiditeye müdahale edebilmektedir. Bu faiz oranları Merkez Bankası’nın bankalarla arasındaki borç alma ve borç verme faiziyle alakalıdır. Söz konusu faizler aylık periyotlarda açıklanmaktadır. Gecelik borç verme faizi (marjinal fonlama), gecelik borç alma faizi, bir hafta vadeli repo faizi (politika faizi), geç likidite penceresi para politikası aracı olarak ülke ekonomisine müdahale etmeyi sağlayan faiz oranlarıdır.
Para politikası aracı olarak incelenmesi gereken bir diğer finansal işlem ise reeskont oranıdır. Reeskont, yeniden iskonto ettirme anlamına gelmektedir. Bu işlem, müşterilerin bankalara iskonto ettirdiği henüz vadesi gelmemiş senetlerin bankalar tarafından Merkez Bankası’na yeniden iskonto ettirilmesiyle gerçekleşmektedir. Bu işlem sırasında uygulanan faiz oranı ise reeskont faizi olarak adlandırılmaktadır. Reeskont oranları arttırılarak bankaların maliyeti arttırılmaktadır, bu durum da para arzını sınırlandırmayı sağlamaktadır.
Döviz işlemleri, para politikasında önemli etkilere sahip bir araçtır. Ulusal para biriminin yabancı para karşısındaki değerini etkilemek için Merkez Bankası döviz alım-satımı yapmaktadır. Merkez Bankası piyasadan döviz aldığında ulusal paranın arzı artmakta ve dövizin miktarı azalacağı için kur yükselmektedir. Merkez Bankası piyasaya döviz sattığında ise bunun tam tersi olmaktadır.
Zorunlu karşılık oranları, Merkez Bankası’nın para politikası araçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bankalar, sermayelerinin bir kısmını Merkez Bankası’nda tutmak zorundalardır. Bu miktarın oranı yükseldiği takdirde bankaların likiditeleri azalmakta ve müşterilere sağlayacakları kredi miktarı düşmektedir. Böylelikle piyasadaki para arzı azaltılmaktadır. Zorunlu karşılık oranı azaltıldığı takdirde ise piyasadaki para miktarı arttırılmaktadır.
Para politikası araçları, ülke ekonomisinin ihtiyacı neyse onu vermeye yönelik olarak kullanılmaktadır. Örneğin ulusal para yabancı para karşısında çok değer kaybetmişse Merkez Bankası piyasaya döviz satarak döviz kurunu düşürebilmektedir. Reeskont oranını ve zorunlu karşılık oranını arttırarak piyasadaki likidite miktarını azaltıp yükselen enflasyona müdahale edebilmektedir. Para politikası araçları, piyasadaki para miktarını hem arttırıcı hem azaltıcı nitelikteki araçlardır. Merkez Bankası ülke ekonomisine bu araçlar vasıtasıyla müdahale ederek kalkınmayı sağlamaktadır.
Genişletici Para Politikası Ne Demek?
Ülke ekonomisinin ihtiyaçları standart değildir. Kimi zaman enflasyon yükselir, kimi zaman işsizlik artar, kimi zaman döviz kuru artar ve yerel para değer kaybeder. Merkez Bankası, ulusal ekonominin eksikliklerini analiz ederek bu eksiklikleri gidermeye yönelik müdahaleler yapma yetkisinde sahiptir. Ülke ekonomisine yön veren bu müdahale ise uygulanan para politikasıdır. Para politikasının iki temel işlevi vardır; piyasadaki para miktarını arttırmak veya azaltmak.
Para politikası; genişletici ve daraltıcı para politikası olmak üzere iki farklı türde karşımıza çıkmaktadır. Genişletici para politikasının gevşek para politikası olarak da adlandırıldığı görülmektedir. Genişletici para politikasının uygulanmasındaki temel amaç piyasadaki para miktarını arttırmaktır. Paranın arzı arttırılarak faiz oranlarının düşmesi sağlanmaktadır. Faiz oranları düşünce tüketim artacağı için ekonomik faaliyetler de artacaktır. Böylece durgun görülen piyasanın canlanması sağlanacaktır. Genişletici para politikası kapsamında Merkez Bankası piyasadan tahvil alarak, reeskont ve zorunlu karşılık oranlarını azaltarak piyasadaki para miktarını arttırabilmektedir. Bunun yanında borç verme faizleri düşürülerek bankaların kredi verme isteğini arttırıp piyasadaki para arzının artması sağlanmaktadır. Piyasadan döviz alma işlemi, doğrudan alım ve repo işlemleri piyasadaki para miktarını arttırmaya yönelik kullanılan genişletici para politikası araçlarıdır.
Eğer ekonomide deflasyon görülüyorsa, fiyatlar düşüyorsa, işsizlik ortaya çıkmışsa genişletici para politikası uygulanmalıdır. Piyasadaki para miktarını arttırarak ekonomik faaliyetlerin canlanmasını ve ekonomik büyümenin sağlanmasını amaçlayan genişletici para politikası, özellikle resesyon (durgunluk) dönemlerinde uygulanmaktadır.
Para Politikasının Amaçları Nelerdir?
Ekonomi, global bir kavramdır. Ticari faaliyetlerin ve finansal işlemlerin uluslararası boyutta gerçekleşmesi ekonominin de globalleşmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle ülke ekonomileri sadece yerel bazda incelenmemeli, ulusların birbirleriyle olan etkileşiminin yarattığı etki göz ardı edilmemelidir. Her ülkenin ekonomik yapısı birbirinden farklıdır ve her ülke global ekonomide pay sahibidir. Ülkeler arası ekonomik etkileşimin global ekonomiye yön vermesi, uygulanan para politikalarının sonuçlarını ve amaçlarını da yansıtmaktadır.
Her ülkenin yerel bir para birimi bulunmaktadır. Bir ülkenin yerel parasının başka bir ülkenin parası karşısındaki değeri döviz kuru olarak adlandırılmaktadır. Para politikası, bu döviz kurunu dengede tutmayı amaçlamaktadır. Bunun içinse döviz kuru yükseldiğinde piyasadan döviz almakta, kur düştüğünde ise piyasaya döviz satmaktadır. Döviz kurunun dengede tutulması için yerel para ve yabancı para arasında büyük uçurumlar olmaması hedeflenmektedir.
Para politikası piyasadaki para miktarını arttırarak veya azaltarak ekonomik sorunların ortadan kaldırılmasını amaçlamaktadır. Fiyat istikrarını sağlayarak enflasyon ve deflasyon oluşmasını engellemek para politikasının amaçlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Enflasyon, fiyatların sürekli artması anlamına gelmektedir. Enflasyonun artması insanların alım gücünü olumsuz etkileyeceği için ekonomik faaliyetlerde azalma olacak, ekonomik büyüme duracaktır. Deflasyon süreci ise enflasyonun tam tersidir. Her iki durum da fiyat istikrarsızlığının bir sonucudur. Enflasyon ortaya çıktığında daraltıcı para politikası uygulanmalı ve piyasadaki para miktarı azaltılmalıdır. Merkez Bankası’nın para politikası uygulamasındaki en temek amacı fiyat istikrarının sağlanmasıdır.
Ekonominin gidişatı ülkedeki işsizlik potansiyeline direkt etki etmektedir. İşsiz sayısının çoğalması, ülke ekonomisinin küçüldüğü ve durgunlaştığı anlamına gelmektedir. Merkez Bankası uyguladığı para politikasıyla işsizliği azaltarak istihdamın sağlanmasını amaçlamaktadır.
Sağlıklı bir yatırım ortamının oluşması için uygulanan para politikasıyla faiz oranlarının dengede tutulması hedeflenmektedir. Söz konusu faiz oranları, piyasadaki para miktarına göre arttırılmakta veya azaltılmaktadır. Faiz oranlarında dengesizlik olduğu takdirde ekonomik durgunluk, enflasyon gibi pek çok olumsuz etki ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle Merkez Bankası’nın para politikası amaçlarından biri faiz oranlarını dengede tutmaktır.
Ülke ekonomisi ne kadar büyürse kalkınma ve refah içinde yaşama potansiyeli de o kadar artacaktır. Bu nedenle para politikasının bir diğer amacı ülke ekonomisinin büyümesini sağlamaktır. Bunun için küçülen ekonomiye para politikası araçlarıyla müdahale ederek paranın arzını arttırmaya yönelik finansal işlemlerde bulunulmaktadır.
Para politikasının amaçları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bütün amaçların ülke ekonomisinin dengede olmasına ve büyümesine yönelik geliştirildiği görülmektedir. Merkez Bankası bu amaçlar doğrultusunda finansal işlemler yapmaya, faiz oranlarını değiştirmeye, alım-satım yapmaya tam yetkilidir. Para politikasının amaçları, ülke ekonomisinin ihtiyaçlarını gidermeye yönelik şekillenmektedir.
Para Politikası Araçları Nasıl Kullanılır?
Merkez Bankası’nın belirleyip uyguladığı para politikası, ekonominin gidişatına göre şekillenmektedir. Para politikası uygulayarak Merkez Bankası ekonominin kontrolünü elinde tutmakta ve gerektiğinde ekonomiye para politikası araçları vasıtasıyla müdahale etmektedir. Söz konusu para politikası araçları faiz oranları, reeskont oranları, zorunlu katılım oranları, açık piyasa işlemleri ve döviz işlemleridir.
Ülke ekonomisinde enflasyon, işsizlik, deflasyon, durgunluk, küçülme, döviz kurlarında artış gibi pek çok problem oluşabilmektedir. Bu problemlerin siyasi, sosyolojik veya global çeşitli sebepleri olabilmektedir. Sorunun kaynağı analiz edildikten sonra söz konusu sorun için çözüm üretilmesi gerekmektedir. Ulusal ekonominin sorunlarına müdahale ederek çözüm üreten kuruluş olarak Merkez Bankası para politikası araçlarını iktisadi problemlere cevap verecek şekilde, politika amaçlarına uygun olarak kullanmaktadır.
Para politikası araçları piyasadaki paranın miktarına göre farklı şekillerde kullanılmaktadır. Piyasada fazla miktarda veya olması gerekenden az miktarda para olduğunda bunun ekonomiye etkileri de farklı olacaktır. Piyasada geçici likidite açığı varsa repo, geçici likidite fazlalığı varsa ters repo işlemi uygulanmaktadır. Kalıcı likidite fazlalığı varsa doğrudan satım, kalıcı likidite açığı varsa doğrudan alım yapılmaktadır. Bu sayede piyasadaki likidite dengesi sağlanmış olur. Açık piyasa işlemleri denen bu işlemler, Merkez Bankası’nın en çok kullandığı para politikası araçlarıdır.
Faiz oranları, sıklıkla kullanılan para politikası araçlarından biridir. Merkez Bankası’nın faiz oranları üzerinde yaptığı değişiklikler çoğu kişiyi etkilemektedir. İhracatın artması ve ithalatın azalması, tüketim ve yatırımın artması için faiz oranları düşürülmektedir. Ülkede deflasyon yani fiyatların sürekli düşüşü gibi riskli bir durum ortaya çıktığı takdirde Merkez Bankası faiz oranlarını düşürerek ekonomik faaliyetlerin artmasını destekleyecektir.
Zorunlu karşılık oranları, bankaların Merkez Bankası’nda tutmak zorunda oldukları likidite miktarını belirlemektedir. Eğer piyasada likidite açığı varsa zorunlu karşılık oranı düşürülerek bankaların sahip oldukları likidite miktarı arttırılır. Böylece bankalar müşterilerine kredi yoluyla likidite sağlamaya daha elverişli olurlar ve piyasadaki likidite miktarı arttırılmış olur. İşsizliğin arttığı ve ekonominin küçülmeye başladığı dönemlerde zorunlu karşılık oranları düşürülerek piyasadaki likidite miktarı arttırılır ve ekonomik faaliyetlerin gelişmesi desteklenir.
Döviz işlemleri, sık sık karşımıza çıkan para politikası araçlarından biridir. Ulusal paranın yabancı para karşısında değer kaybetmesi döviz kurunun yükselmesi anlamına gelmektedir ve bu durum milli ekonomiye olumlu etki etmemektedir. Döviz kurundaki dalgalanmaların ekonomik olduğu kadar siyasi sebepleri olduğu da görülmektedir. Bu nedenle Merkez Bankası piyasadan döviz alarak veya döviz satarak döviz kurunu dengede tutmayı amaçlamaktadır. Merkez Bankası döviz alınca kur yükselmekte, döviz satınca kur düşmektedir.
Para politikası araçlarının nasıl ve ne zaman kullanılacağına karar veren tek yetkili Merkez Bankası’dır. Ülke ekonomisine direkt müdahale etme yetkisi bulunan kuruluşun para politikası araçlarını nasıl kullandığını anlamak için ülke ekonomisine dair bütün gelişmeleri takip etmeli ve para politikası araçlarını iyi tanımalısınız.