Üniversite hayatı ile iş hayatı arasında bazı farklar bulunmaktadır. İş hayatına giren herkes, üniversite hayatına özlem duymakta ve kimi zaman anılar yad etmek için üniversite okudukları okula ziyarette bulunmaktadır. Üniversite hayatının bir başka olduğu daima söylenmektedir.
İş Hayatı Mı Üniversite Hayatı Mı?
Üniversite yaşamı, iş hayatına göre daha rahattır. İş hayatına girdiğinizde “prezantabl” çalışan olmak için varınızı yoğunuzu ortaya koyarsınız. Fakat üniversitedeyken vizeden finale, finalden ise bütünleme sınavlarına kadar ders çalışırsınız. Ders programınızın yerini bir anda çalışma programı alır. Üniversite birinci sınıfta birçok ders alınırken son sınıflara doğru ders sayısı azalmaktadır. İlk yıllar haftanın her günü okula giderken, son yıllara doğru okula uğramayan biri olabilirsiniz.
Fakat iş hayatı öyle değildir. Her gün o iş yerine gitmek zorundasınız. Gece erken uyuma gibi bir probleminiz üniversite de yoktur. Fakat iş hayatına yeni başlayan kişilerde özellikle “uyuya kalma” problemi görülebilmektedir. Saat daha gece 11’i göstermeden uyuya kalınabilir. Bunun sebebi, iş hayatının daha yorucu bir tempoya sahip olmasıdır. Üniversite yaşamınızdaki boş vakitlerde kitap okuyarak harcadığınız zamanın yerini, iş hayatında mailleri okumak alır. Boş vakitlerinizin büyük bir bölümünü iş yerinizden ya da iş yerinizle ilgili network ağı oluşturduğunuz kişilerden aldığınız e-postaları okumakla geçirirsiniz. Yapacak hiçbir şey bulamıyorsanız dizi ya da film izleyebilir, sabaha kadar dizinin bir sezonunu izleyerek bitirebilirsiniz. Fakat bu sadece üniversite yaşamı için geçerlidir. İş hayatına atıldıktan sonra yapacak bir iş bulamadığınızda çalışma arkadaşlarınızı izlemekle vaktinizi geçirebilirsiniz. Üniversitenin en güzel yanı vize ve final arasında gerçekleşen resmi tatil ile yaz tatilidir. İş hayatında ise hafta sonları dahil olmak üzere yıllık izin günü 14 ile belirlenmiştir. 3 ay tatil yapılabilen üniversite hayatından, 14 günlük tatil hakkına sahip olunan iş hayatına geçiş, sizleri üzebilir.
Geceleri bilgisayar karşısında, telefon başında ya da gece boyu süren bir sohbet ortasında, eğlence ortamında olmak, üniversite öğrencilerinin sıklıkla yaptığı aktivitelerdir. Bu noktada “sabah olunca uyumak” gibi bir kavramda ortaya çıkar. Fakat iş hayatında durum tam tersidir. Sabah olunca uyanılmalı, akşam olunca yatılmalıdır. Bir zamanlar bursunuzun ya da kredinizin yatmasını beklediğiniz günlerin yerini bir anda maaş gününü beklemek alır. Kredisi yatan öğrenci dünyanın en zengin öğrencisidir. Genellikle parası yattıktan sonraki bir hafta içerisinde o para biter ve aileden destek çıkılması istenir. Fakat iş hayatındaki maaş gününün beklenmesi ve gelecek aya kadar maaş ile idare etmek, üniversite hayatını özlettiren bir eylemdir. Belki de en önemlisi kendi başınıza kararlar alabilmektir. Üniversite hayatında ayaklarınızın üzerinde durmayı, tek başınıza kararlar vermeyi öğrenirsiniz. Fakat iş hayatında alınan kararlara uymak zorunda kalırsınız. Alınan karar hoşunuza gitsin ya da gitmesin, bir yönetim sistemi içerisinde çalışmak zorundasınız.