Geleneksel işyeri kavramı ve yine alışılmış çalışma biçimlerinin geleceğin iş dünyası içerisinde kendisine yer bulamayacağı düşünülüyor. Sürekli olarak gelişen zaman ve şartlar içerisinde iş yaşamının nasıl olacağı pek çok kişi tarafından merak ediliyor. Her geçen gün yeni nesil teknolojilerin tanıtılması, mobil cihazların hayatımızın her noktasına girmiş olması ve sosyal ağların adeta bir ihtiyaç haline gelmesi, haliyle iş yaşamında bir dönüşümü gerekli kılıyor.
Günümüzde çalışanların büyük bir kısmı Y kuşağından oluşuyor. Sadece belirli bir jenerasyonun iş yaşamına katılmasından daha çok dijital alışkanlıkların zorunlu hale gelmesi iş yaşamındaki dönüşümün bir parçası olarak ifade ediliyor. Bu durum gelecek dönemlerde insanları daha inovatif düşünmeye ittiği gibi yeni yollar keşfedilmesini de sağlayabilir.
Geçtiğimiz dönemlerde IBM ve PureMatter işbirliği ile New York’ta THINKATHON adı altında bir konferans düzenlendi. Katılımın yoğun olduğu konferansta gelecekteki iş yaşamı hakkında fikirler sunulurken, beklentiler konusunda beyin fırtınası gerçekleştirildi. Gelecek yıllarda iş yaşamından beklenenler son derece dikkat çekiyor.
Statükocu Yaklaşımdan Uzaklaşılması Bekleniyor
Günümüzde teknoloji bir ihtiyaçtan daha çok zorunluluk haline geldi. Bunun üzerine beklentiler gittikçe arttığı için her beklentiyi doğru şekilde karşılamak ne yazık ki mümkün olmuyor. Ancak bunun için bir çaba mevcut. Bunun için çeşitli uygulamalar gerçekleştirildiği gibi kullanıcı odaklı çalışmalar da yapılıyor. IBM tarafından sunulan teknolojik çalışmalar ve fikirler çerçevesinde tasarımcı düşünce ile kullanıcı odaklı ve geçmiş çalışmaların tamamen birbirlerinden ayrılması planlanıyor.
Tüm bu fikirler iş yaşamında statükocu yaklaşımı da ortadan kaldıracak gibi görünüyor. Örnek vermek gerekirse yeni dönemde ‘Bana bir vazo tasarla’ demek yerine ‘Çiçeklerden keyif almak için ne yapılmalı’ sorusunun sorulması planlanıyor. Böylece iş yaşamında önünüze konular sınırlardan kurtularak, daha özgür bir yaklaşım içerisine girebilirsiniz. Problem çözme aşamasında daha yaratıcı çözümler sunabilirsiniz.
Geleceğin çalışma sistemi içerisinde Design Thinking yani Tasarım Odaklı Düşünce kavramı ön plana çıkıyor. Gelecek dönemlerde işi bitirmek yerine işe daha fazla anlam katabilmek için çalışmalar yapılacak. Her geçen gün gelişen teknoloji ile bu çalışmalar daha basit hale gelecek. Özellikle yönetici konumuna gelen Y kuşağının sıkı çalışma saatleri yerine, çalışma saatlerinde ve şeklinde esnekliği ön plana çıkaracakları düşünülüyor.
Hollywood Modeli Geliyor
Tasarım odaklı, özgür bir düşünce biçiminin gelişmesi gelecek yaşamı da etkiliyor. Bu noktada iş birliği ve iletişimin önemi ön plana çıkıyor. Tüm bu etkenleri bir araya getirdiğimiz zaman ortaya ‘Hollywood modeli’ çıkıyor. Bu modele göre, iş yaşamındaki pek çok başarılı ismin aynı anda bir araya gelerek, daha başarılı ve etkili bir model elde etmeleri amaçlanıyor.
İlerleyen yıllarda iş yaşamında liderlik konusundaki fikirler değişecek gibi görünüyor. İnsanı merkeze koyan yaklaşımlar ele alınacak. Çalışanlar kurdukları ekipler içerisinde birbirlerine güvenli bir şekilde bağlanacaklar. Kişiselleştirilmiş pazarlama ürünleri iş yaşamında merkeze konulacak. Analitik düşünce sistemi de önem kazanacak. Davranışsal sistemi yansıtan çalışma şekilleri ve teknolojik yönetim biçimlerinin harmanlanacağı, çok değişik ve alışık olmadığımız bir iş yaşamının ortaya çıkması bekleniyor. Kulağa çok garip ve uçuk fikirlermiş gibi gelmesine rağmen, her geçen gün atılan temellerle durumun mümkün olduğu ortaya çıkıyor.