İş Yaşamındaki Pusula: Aşkla Yapmak

“İş yaşamında başarılı olmak için ne yapılmalı?” diye sorulsa pek çok kişi bu soruyu verimli olunmalı, sevdiğin işi yapmalı, takım çalışmasına katılmalı şeklinde cevaplayabilir. Eğer soruyu daha anlaşılır bir şekilde sormak gerekirse ve “Sürdürülebilir bir iş yaşamı için ne yapılmalı?” dersem? O zaman cevabınız ne olurdu? Herhangi bir alanda başarılı olmak, sürdürülebilir bir başarı elde etmek için öncelikle zihnimizi ve ruhumuzu beslememiz gerekir. Fiziksel ihtiyaçlar haricinde ilk olarak beslememiz gereken ruhumuzdur.

Ruhen kendinizi iyi hissetmediğiniz bir günü düşünün. Tüm gününüz mutsuzluk, huzursuzluk, ağlamalarla dolu, sinirli ve öfkeli bir şekilde geçebilir. Eğer dışarıya yansıtmak istemiyorsanız da içinizde kopan fırtınalara rağmen direnç gösterebilirsiniz. Zihin sürekli olarak çalışan bir yer… Uyuyun, uyanın, ders çalışın ya da iş hayatında ikili bir anlaşma içerisinde olun fark etmez! Siz dursanız da o durmak bilmez. Peki sürekli çalışan bir zihin, gün içerisinde mutlu olmanızı sağlayacak detayları atlamanıza sebep oluyor olabilir mi? İş yaşamında farkındalık kazanmak için ne yapmalı?

Çalışanların iş yaşamında yer almasının pek çok sebebi olabilir. Genel olarak maddi sıkıntılar, aile baskısı, arkadaş çevresinde statü ve saygı elde etme isteği, insanlara kendini kanıtlama çabası gibi girişimler sebebiyle iş yaşamına atılan insanların sayısı oldukça fazladır. Bu durum her ne kadar başta çok tatlı gelse de zaman içerisinde kendinizi cehennemin içindeymiş gibi hissetmenize sebep olacak bir durumdur.

Bu durumda kendinize sormanız gereken bazı sorular vardır:

  • Ben kimim? Burada ne yapmak istiyorum?
  • Bu işi aşkla mı yapıyorum? Yoksa sadece işin sevdiğim bazı yanları mı mevcut?
  • Bu işi sevmiyorsam neden burada kalma ihtiyacı duyuyorum? Geçimimi sağlamak için mi çalışıyorum?
  • Bunun bana olmasına kim izin verdi?
  • Beni asıl mutlu eden şey ne? Asıl hayalimdeki meslek ne? Hangi sektörde olmalıyım?
  • Bir kariyer planım var mı? Neden kariyer planı yapmadım?

Bu soruların tek bir cevabı vardır. Yaptığınız hataların tek sorumlusu sizden başkası olamaz ve iş yaşamındaki tek pusulanız “aşkla yapmak” olmalıdır. Sevmek başka, aşık olmak başkadır. İşine aşık olan bir insan, bir süre sonra hep daha fazlasını vermek, hep daha fazlasını istemek için mücadele eder. Ruhen kendisini iyi hissetmese de iş yerine geldiği zaman tüm derdini, tasasını unutur. O an yaptığı işe odaklanır ve kendisini mutlu hisseder. İş yerini, çalışma arkadaşlarını benimser. İşini aşkla yapmak bu nedenle oldukça farklıdır.

Hayatta geri alamayacağınız tek şey zamandır. Kendinizi ok atıcısı gibi düşünün. Elinizdeki ok zaman olsun ve ok atmanızı sağlayacak yay da hayat. Hayat iki elinizin arasında şekillenir. Ok ise yaptığınız şekillendirmeye göre yol alacak olan zamanınızdır. Aslında hem oku hem de yayı sizden başkası kontrol edemez. Yani, okun gideceği, zamanınızı harcayacağınız yeri de siz belirlersiniz, hayatınızın gidiş yönünü de… Zaman, ok gibidir. Geriye alamazsınız. Bu nedenle işinizi aşkla yapmak oldukça önemlidir. İş hayatınız, günlük yaşamınızın en önemli parçası haline gelecektir. Geriye alamayacağınız dakikalar içerisinde kendinizi mutsuz, hapsolmuş ve huzursuz hissetmeniz, kendinize hiç acımadığınızı gösterir. Fakat hayat güzeldir. Her zaman için ikinci bir şansı da sizlere verir. Geç olmadan doğru yolu bulun ve hala daha nefes alıyorsanız, bir şansınız olduğunu unutmayın!