Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin “2030 Yolu Sürdürülebilirlik Webinarı”na katıldı. Dildar Edin ile birlikte İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) Başkanı, kamu bankalarını Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’ne imza atmaları konusunda çağrıda bulundu. Ekonomi dergisi InBusiness ve Turkuvaz Medya Grubu liderliğinde düzenlenen Küresel Umut Festivali’nin ilk ayağı 2030 Yolu Sürdürülebilirlik Webinarı’nda Sabah’ta yer alan habere göre Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yer aldı.
SKD Türkiye Başkanı ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Edin, “2030 Yolu” panelinde konuşma yaptı. Panel kapsamında sürdürülebilir insan yaşamına ve çevreye saygılı fonlar barındıran dünya sürdürülebilir finans piyasasına dair bilgiler yer aldı. Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, sürdürülebilir borçlanma piyasası kapsamında kredileri ve tahvilleri ele aldıklarını ayrıca da sürdürülebilir, sosyal ve yeşil olarak gruplandırdıklarını belirtti. Kredilerin 2018 ve 2019, tahvillerin ise 2014 yılında bu yana yükseldiğinin altını çizdi.
Türkiye’de Sürdürülebilir Borçlanma 4,2 Milyar
Dildar Edin, “İvmelenme çok yeni olmasına rağmen tahvil ve kredilerde oluşan sürdürülebilir borçlanma piyasasının toplam hacmi dünyada 1,5 trilyon doları aştı. Bu sene bu rakam pandemiye rağmen 500 milyar dolara ulaştı ve geçmesi bekleniyor. Türkiye’de durum nasıl? Türkiye’de sürdürülebilir borçlanma toplamı 4,2 milyar dolar. Bunun 3 milyar doları tahvil ve borçlanma, 1,2 milyarı ise krediler. Bunun içinde hem bankaların hem de özel sektörün borçlanmaları yer alıyor. Bu hacimler henüz istediğimiz seviyelerde değil ancak piyasanın çok hızlı geliştiğini söyleyebilirim.” dedi.
Garanti BBVA olarak “Yeşil Tahvil” ihracı ardından “Yeşil Bono Prensipleri” ile uyumlu ilk “Yeşil Tahvil” ihracını hayata geçirdiklerini hatırlatan Dildar Edin, sözlerine devam etti. “Yeşil Tahvil” ihracı ile yeşil enerji, su atık yönetimi, enerji verimliliği ve sürdürülebilir ulaşım kullanımı konusunda fon oluşturduklarını ve Dünya Bankası Grubu üyesi Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile kadın girişimciler için “Sosyal Tahvil” ihracı sağladıklarını açıkladı.
Pandemi sürecinde dahi bir ilke imza atan bankanın sürdürülebilirlikle bağlantılı sendikasyon kredisi olduğunun da altını çizen Dildar Edin, 28 bankanın katılımı ile 13 ülkeyi kapsadıklarını belirtti. Dildar Edin, “Kendi borçlanmalarımızda farklı ürünler geliştirmemiz önemli ama daha dönüştürücü güç, bizim müşterilerimiz için kurduğumuz sürdürülebilir kredi yapıları ve kullandırdığımız krediler.” diyerek açıklamasına devam etti.
Sektör İçin Önemli Bir Dönüm Noktası
Dildar Edin ve SKD Türkiye Başkanı sosyal yönlü hibrit fonların dünya genelinde yaygınlaşmaya başladığını paylaştılar. Türkiye bankalarının da gelişmeleri takip etmeleri gerektiğinin ve entegre olmalarının önemli olduğunun altını çizdiler. Dildar Edin, “Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi bence Türk finans sektörü için çok önemli bir dönüm noktası. Birleşmiş Milletler (BM) Global Compact Türkiye altındaki başkanı olduğumuz çalışma grubu tarafından 2017 yılında Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’nin lansmanı yapıldı.
Bugün Türk bankacılık sektörü aktif büyüklüğünün neredeyse yüzde 40’ını temsil eden 8 banka imzacı. Bu bankalar, proje finansmanı ve kredi süreçlerinde çevresel ve sosyal etkileri değerlendirmeyi ve gereken aksiyonları alacaklarını beyan ediyorlar. Ben tüm bankaları bu vesileyle tekrar Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’ne imzacı olmaya davet ediyorum. Hatta kamu bankalarını da aramızda görmekten ayrıca memnuniyet duyacağımızı da belirtiyorum. Tüm bankalarla iş birliği halinde hareket etmek ülkemizde sürdürülebilir kalkınmanın geleceği için çok önemli.” diyerek açıklamasına devam etti.
Zengin ve Fakirin Ayrımı Artacak
Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Ebru Özdemir ise kırılganlık ve riskler dışında fakir ve zenginin ayrımının derinleşeceğini belirtti. Özdemir, “Eşitsizlikler maalesef daha da artacak. Bugün mücadele ettiğimiz konular, mülteci sorunu ve adaletsizlikler daha da derinleşecek. Dolayısıyla değişim ve dönüşüm şart ve bundan kaçmanın imkanı yok.” diye ekledi.
Global Compact Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü de sağlık sistemi ve ekonominin kırılganlığında ve davranış ve tutumlarda değişiklik meydana geldiğini belirtti. İnsana ve çevreye daha saygılı çalışılmasının elzem olduğunun altını çizdi. Dördüncü açıklamasına, “Şirketlerimizin artık sadece kar maksimizasyonu amacıyla yönetilmesi yerine kendilerinin de bir hikayesi olması gerektiğine inanıyorum. Yani sürdürülebilirlik anlamında şirketlerin eğer bir hikayesi varsa, bir sosyal etki yaratabiliyorlarsa ve bunun yanında hissedarları için değer yaratabiliyorlarsa sürdürülebilir olur diye düşünüyorum.
Ben hep şunu söylüyorum; hissedarlara ve paydaşlara değer yaratmak bir ticari faaliyet olarak elbette ki şirketlerin en önemli görevlerinden bir tanesi ama aynı zamanda o şirketlerin sosyal bir tarafının olması gerekli, tabiri caizse iyi birer vatandaş olmaları gerekli. Buna artık bir masraf kalemi olarak bakmamalı. Artık hem iyi bir vatandaş olabiliriz hem de paydaşlarımıza değer yaratabiliriz.” şeklinde devam etti.
Anadolu Büyük Fırsatlar Sunuyor
Migros İcra Kurulu Üyesi Cem Lütfi Rodoslu ise, tarım sürdürülebilirliği konusunda Anadolu’nun çözüm merkezi olduğunu belirtti. Ayrıca 3 bin 500’den fazla endemik bitki ve 10 bin bitki çeşitliliği dışında yüzlerce kendine has faunası olduğunu vurguladı. Anadolu’nun, büyük fırsatlar sunduğunu ve verimli bir toprak olduğunu n altını çizdi. Sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için Türkiye’nin kadın, teknoloji, tarım ve eğitim konusunda odağını devam ettirmesi gerektğini paylaştı. Şirket yöneticilerinin bu konuda önemli sorumlulukları olduğunu belirtti. Rodoslu, “İyi Tarım” uygulamaları ve benzeri sürdürülebilirlik projeleri konusunda şirketleri daha fazla sorumluluğa davet etti.