Finans Gündem’de yer alan habere göre bankacılık ile ilgili umutlar Euro Bölgesi’nde, sınır ötesi şirket evliliklerine karşı tutum değişikliği oldu. İtalya’dan UniCredit ise bir örnek oldu. AB’de tüm kredi kuruluşları için bir adet mevduat sigortası yaratma hedefini de barındıran proje Avrupa’nın finans anlamında gücüne güç katacaktı.
Ancak tutumların değişmesi ve şirket evliliklerinin gerçekleşmemesi tüm umutları suya indirdi. Salgının ise ekonomik ulusalcılık dalgası yaratması bankaları da içerisine aldı. UniCredit’te gerçekleşmiş olan yönetim kurulu darbesi ise bankaların kendi içlerine odaklandıklarının da bir göstergesi oldu. Proje yerine bankaların kendi içlerine odaklanması projeyi gerçekleştirememelerine neden olacağa benziyor.
Mustier Ayrı Bir Şirket İstiyordu
Eurogroup Maliye Bakanları Başkanı Pascal Donohoe, Financial Times’a yaptığı açıklamada geleck yıl için yeni ve daha detaylı bir bankacılık birliği planı olduğunu belirtti. Geçtiğimiz hafta maliye bakanları ise, “Tek Çözüm Fonu”nu güçlendirme planlarını destekledi. Bu sayede kurtarma fonu ile ve Avrupa İstikrar Mekanizması ile bankaların iflaslarının önüne geçilmesi planlanıyor. Euro Bölgesi’nin henüz ortak bir mevduat sigortası oluşturamaması da gözden kaçmadı.
Planın hayata geçmesi halinde tüm tasarrufların garanti altına alınması mümkün. Ayrıca mevduatların koruma altında olması ve diğer kurumlardan bağımsız hale gelecekler. 2019 yılında Almanya’nın Maliye Bakanı olan Olaf Scholz, Berlin’in plana karşı olumsuz tavrının sonlanacağını belirtmişti. Almanya’nın endişesi ise daha zayıf ülkelerin bankaları nedeni ile güç kaybetme endişesi taşıyor.
UniCredit’in CEO’su Jean Pierre Mustier, bankacılık alanında ulusalcılığın Euro Bölgesi’nde yükseldiğini ve İtalya’da bazı dostlar kazandığı dönüş stratejisi uyguladığını belirtti. Bu adımlar ile banka biloançoları temizlenirken İtalyan siyasetçiler Mustier için sınır ötesi anlaşma yapacağından endişe duydu. Fransız bankası Societe Generale bunlardan biri idi.
Birleşme Avrupa Bankacılık Sistemi İçin Önemli
Birleşme sağlanması Avrupa bankacılık sistemi için önemli bir hamle olabilirdi. Bu durum ise şirket birleşmeleri ile Roma nüfusunun azalmasına neden olurdu. İtalya için diğer kötü durum ise sermaye yetersizliği yaşayan Banca Monte dei Paschi di Siena’ya bir alıcı arayışı içinde olunması. Bu noktada UniCredit ise en yüksek oran ile alıcı olarak görünüyordu. Ancak Mustier sert bir müzakereci rolünde idi.
UniCredit hissedarları Paschi müzakerelerinde, siyasi etkilerin altında kalmaktan endişe duyuyor. CEO’nun ayrılması da hisselerindeki yüzde 10’luk düşüşü açıklayacak nitelikte. Mustier’in fikirlerinin bir kısmı Avrupa finansal sistemin parçalanmasına sebep olabilecek şekildeydi. UniCredit’in CEO’su Jean Pierre Mustier, uluslar arası faaliyetleri için ayrı bir şirket istiyordu ve UniCredit’in Euro Bölgesi’nin bir bankacılık birliğine hazır olmadığını ortaya çıkarıyordu. Bu ise maliye bakanlarının kurallarını tartışmak açısında her ne kadar iyi olsa da, daha derin siyasi konuların hala üstesinden gelinmediğini gün yüzüne çıkarıyordu.