VakıfBank, faaliyetlerini uluslararası sürdürülebilirlik standartlarında gerçekleştirmeyi hedefliyor ve daha yaşanabilir bir gelecek için sürdürülebilirliği çalışma stratejisine ekliyor.
2014 yılında başladığı Karbon Saydamlık Projesi Raporu (CDP) yayınlayan banka, kapsamlı ve hassas bir enerji ve emisyon yönetimi gerçekleştiriyor.
VakıfBank’ın geçtiğimiz yıl toplam karbon emisyonu 53 bin 413 tCO2e olarak hesaplanmıştı. ISO 14064 sertifikası ile doğrulanan bu hesaplama ile enerji kaynaklarından üretilen 55 bin Doğrulanmış Karbon Birimi ile sera gazı emisyonlarının fazlasını dengelemiş oldu. Bu da VAkıfBank’ın Karbon Negatif bir kuruluş olmasını sağladı.
Faaliyetlerimizi sürdürülebilir bankacılık anlayışı içerisinde gerçekleştiriyoruz
VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Onay Özkan, “Bizim için sürdürülebilirlik, tüm paydaş ekosistemimiz için kurduğumuz değerler zincirini ifade ediyor. 2014’ten beri BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeyiz. Uluslararası sürdürülebilirlik standartlarına uygun değişim dönüşümümüzü gerçekleştiriyor; performansımızı artırmaya çalışıyoruz. 2019 yılında hassas bir enerji ve emisyon yönetimi gerçekleştirerek karbon emisyonumuzu 53 bin 413 tCO2e seviyesinde tutmayı başardık. ISO 14064 sertifikası ile doğrulanan bu miktarın karşılığı olarak, temiz enerji kaynaklarından üretilen 55 bin Doğrulanmış Karbon Birimi aldık ve tüm sera gazı emisyonlarından fazlasını dengeleyerek Karbon Negatif bir kuruluş olduk.” ifadelerini kullandı.
“Enerjiden kağıt tasarrufuna tüm birimlerimizi bu standartlara uygun hale getiriyoruz. Bugüne kadar genel müdürlük dahil 523 birimimizin standartlara uygunluğunu ISO 14001 belgesi ile tescil ettirdik. Çalışma alanlarımızı çevre dostu hale getirdik. Çalışan başına enerji tüketimimizi 5,86 MWh/kişi seviyesine düşürdük.” dedi.
Ayrıca 1.300’den fazla ağacı kesilmekten kurtardıklarını ve 51,55 ton kağıt tasarruf ettiklerini belirten Özkan, “Gönüllü olarak yaptığımız bu işlemle karbon ayak izini silmekten öte, düşük emisyonlu ekonomiye geçişe ve aktörlerine destek verdik. Türkiye’deki kuruluşlara örnek ve öncü olmakla birlikte iklim değişiminin engellenmesine yönelik toplumsal farkındalığını da artırdık.” dedi ve devam etti.
“Bu kuruluşlar aracılığıyla finansman sağladığımız projelerin yüksek etik, çevresel ve sosyal kriterleri karşılamasına dikkat ediyoruz. 2020 yılında, yine bunun gibi bir proje kapsamında kredi tahsis süreçlerinde çevresel ve sosyal risk yönetim sisteminin kurulmasına yönelik çalışmaları başlattık. Çevresel ve Sosyal Risk Yönetim Sistemi’nin kurulumunu yıl sonuna kadar bitirmeyi hedefliyoruz.
Uluslararası fon kaynaklarına erişimde de sürdürülebilir bankacılığın öneminin son yıllarda arttığını görmekteyiz. Uluslararası piyasalarda öncü ve aktif bir banka olarak, bu alanda da önemli adımlar atarak kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Bu anlamda sürdürülebilir finansmana erişim için çeşitli yapılar altında gerekli hazırlıklarımızı tamamladık ve piyasa koşullarına bağlı olarak fırsatları değerlendirmeyi hedefliyoruz.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.