Merkez Bankası Koronavirüs Açıklaması Yaptı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından Şubat ayında gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantısı konularından biri de Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Koronavirüsü olmuştu. Merkez Bankası çıkan salgın hastalık ile ilgili olarak ilk kez açıklamada bulundu.

Yayımlanan özette dikkat çeken başlıklardan biri de Ocak ayındaki tüketici fiyatlarının yüzde 1,35 oranında artması idi. Yıllık enflasyonun ise yüzde 0,31 oranında yükselmiş olmasına dikkat çekildi. Böylelikle yıllık enflasyon yüzde 12,15 olarak açıklandı.

İşsizlik Azalıyor

Son döneme yönelik verilerin iktisadi faaliyette toparlanma eğiliminde olduğu da belirtildi. Sanayi üretiminin Aralık ayında bir önceki aya göre artış gösterdiği kaydedildi. Son çeyrekte ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,5 artış yaşandığına dikkat çekildi. Konuya yönelik olarak özet içerisinde:

“Anket göstergeleri üretimdeki güçlü seyrin ocak ayında da devam edeceği yönünde sinyal vermektedir. Risk primindeki düşüş, belirsizliklerdeki azalma ve kredilerdeki canlanma yurt içi talebi desteklemekte ve iktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmektedir. Kredi faizlerindeki gerilemenin ve ekonominin genel gidişatına dair beklentilerdeki iyileşmenin etkisiyle son dönemde yatırımlarda ve istihdamda toparlanma sinyalleri alınmakla birlikte zayıf seyir sürmektedir. Kurul, yatırım ve istihdam görünümündeki iyileşmenin devamı açısından büyüme ve talep istikrarının önemine vurgu yapmıştır.”

açıklamasına yer verildi.

Rekabet Gücündeki Gelişmeler Olumlu

Rekabet gücündeki gelişmeler ile birlikte salgın hastalık ile ilgili açıklamalarda bulunan Merkez Bankası, yayımlamış olduğu özette şu ifadelere yer verdi:

“Dış talepteki bu iyileşmenin yanı sıra yeni pazar kazanımlarının da ihracata olumlu yansımaları izlenmiştir. Ancak Çin’deki salgın hastalığa bağlı olarak küresel büyümeye yönelik aşağı yönlü risklerin yeniden belirginleşmesi dış talep görünümüne ilişkin belirsizlikleri arttırmaktadır. Öte yandan yurt içi talepteki toparlanmayla birlikte ithalat artmakta ve net ihracatın büyümeye katkısı gerilemektedir. Cari işlemler dengesi ılımlı bir seyir izlemekle birlikte talep kompozisyonundaki gelişmelerin ve salgın hastalığın oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.

“Buna karşın jeopolitik gerilimlerin ocak ayıyla birlikte şiddetlenmesi, bazı gelişmekte olan ülkelerde yaşanan toplumsal olaylar, güney yarı küredeki kuraklık ve son dönemde Çin’de ortaya çıkan salgın hastalığa ilişkin endişeler, küresel iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Söz konusu unsurların yurt içi büyüme üzerinde oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.

Küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyri yanında, aşağı yönlü risklerin belirginleşmesi, emtia fiyatlarını baskılamakta ve jeopolitik gelişmelere bağlı olarak meydana gelen arz yönlü sorunlara karşın ham petrol fiyatlarının ılımlı seyretmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında yatay bir görünüm sergilemeye devam etmesi beklenmektedir.

Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve küresel enflasyonun düşük düzeyi, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirmektedir. Öte yandan, son dönemde küresel büyümeye ilişkin artan belirsizlikler gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebin ve risk iştahının dalgalı seyretmesine neden olmaktadır. Korumacılık önlemlerinin, küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin ve jeopolitik gelişmelerin yanı sıra son dönemde ortaya çıkan salgın hastalığın sermaye akımları, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.”