TSKB “Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek” Raporunu Yayımladı

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Ekonomik Araştırmalar Ekibi tarafından pandemi koşulları içerisinde küresel görünüm ve Türkiye ekonomisinin güncel durumuna yönelik değerlendirmelerin yer aldığı rapor yayımlandı. Yayımlanan raporda, ikinci dalga kaygılarının devam ettiği, Kovid-19 salgınının küresel alanda kontrol altına alındığından söz edebilmek için çok erken olduğu ve orta vadede küresel piyasalarda aşağı yönlü risklerin yüksek şekilde seyrettiği ifade edildi.

Bankadan yapılan açıklamada, “Toparlanma Arayışında Yapısal Dönüşümü Gözetmek” başlığıyla yayımlanan raporda, toparlanma sürecinde yapısal dönüşüm için çözüm önerileri sunulduğu belirtildi. Uluslararası alanda vaka sayılarındaki artışın sürmesinin ekonomik görünüm üzerindeki belirsizlikleri yüksek tuttuğu ifade edildi. Bu nedenle küresel toparlanmanın devamlılığına yönelik kaygıların arttığı dile getirildi.

TSKB: Dış Finansmana Erişim Konusunda Güçlük Çekiliyor

Yayımlanan rapor içerisinde şu ifadeler yer aldı:

“Gelişmiş ekonomiler arasında her ülkenin geniş parasal ve mali destek alanına sahip olmaması önemli bir sorunken, iç ve dış talepteki zayıflıklara ek olarak, gelişmekte olan ekonomilerin çoğunun salgın döneminde dış finansmana erişim konusunda güçlükler çekmesi, ekonomi politikalarında alanlarını sınırlıyor.

Normalleşme sürecinin kapasite kısıtlamalarına yol açması, döviz kurlarındaki yükselişle birlikte enflasyon üzerinde kısa vadeli riskleri artırdı. Enflasyondaki yükseliş, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın para politikasında manevra alanını sınırladı ve hizmet gelirlerinde yaşanan kaybın cari dengede bozulmaya yol açması, makro-finansal riskler açısından ekonomi politikalarında temkinli bir duruşu gerekli kıldı. Türkiye’nin toparlanmasının sürdürülebilirliği için dış finansmana erişimi kritik önemini koruyor. Küresel ticaret ve sermaye akımlarında kırılganlıkların yüksek olduğu bu ortamda, iç talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonunun olası olumsuz yan etkilerinden kaçınmak için Türkiye’nin uzun vadeli ve hedefe odaklı dış kaynak girişine ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.

Ülkelerin küresel değer zincirleri üzerinden eklemlendiği günümüz dünyasında, küresel ekonominin karşılaştığı sorunlarla mücadelede uluslararası iş birliği önemini koruyor. Devletlerden özel sektöre, yerel finansal aktörlerden kalkınma finansmanı kuruluşlarına kadar sürecin tüm aktörlerinin nitelikli toparlanmayı sağlayacak politikalarda üzerine düşeni yapması gerekiyor.

Toparlanmanın yapısal dönüşümü sağlayacak yatırımların desteğiyle gerçekleşmesi, bununla uyumlu olarak iklim krizinin etkilerini de dikkate alan bütüncül bir çerçeve çizilmesinin önemi pek çok aktör tarafından dile getiriliyor. Küresel salgın, iktisadi, finansal ve sosyal yönleri olan çok boyutlu bir küresel kriz niteliğinde. Çok boyutlu sorunun çok taraflı mücadelesindeki önemli paydaşlardan biri de kalkınma finansmanı kuruluşları. Yarının inşasının finansmanında kullanılacak fonlar, hem pandeminin etkilerini hem de ülkelerin kalkınma süreçlerini destekleyecek. Yeşil ve adil bir toparlanmayı hedefleyen, yapısal dönüşüm ve kalkınma odaklı fonlama imkanlarının önemi pandemi öncesi dünyaya göre daha da arttı. Türkiye’de de bu konulara odaklanan finansman imkanları, toparlanmanın daha iyi, daha yeşil ve daha adil olmasına katkı sunacak.”